Süreko, Atıkların Alternatif Yakıt Olarak Kullanılmasını Sağlıyor
Şirket 25 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 600 bin metrekare alanda esnek ve 360 derece atık yönetim hizmeti sunuyor. Süreko’nun artan hammadde ve enerji ihtiyacını dikkate alarak yatırımlarını bu alanlarda yoğunlaştırdığını vurgulayan Recydia CEO’su Enrico Friz, “Orta ve uzun vadede yatırımlarımızı bu yönde şekillendirdik. Geliştirdiğimiz proseslerler ile geri kazandığımız atıkların alternatif enerji kaynağı olarak kullanılabilmesini sağlayarak ülke ekonomisine katkı sunuyoruz” dedi.
2019’u deneyimli ekip ve güçlü marka algısı sayesinde beklentilerin üstünde tamamladıklarını kaydeden Friz, “2019’da 10. yılımızı kutladık. Bu süreçte iş ortaklarımızın güven ve beğinisini kazanmış olmanın mutluluk ve gururunu yaşıyoruz. Karşılıklı olarak deneyimlerimizi paylaştığımız bu uzun soluklu yolculuk süresince, sorunlarımıza da ortak sürdürülebilir çözümler bulmayı hedefledik. Güvenilir atık yönetiminin güçlü bir ekip, güçlü yönetim sistemleri ve entegre tesisler ile sağlanabileceğini; endüstriyel atık yönetiminde güvenin ve profosyonelliğin önemini birlikte deneyimlediğimiz bu süre boyunca yanımızda olan iş ortaklarımıza da teşekkürlerimizi sunuyoruz” diye konuştu.
2019’da gösterdikleri başarıya paralel olarak 2020 hedeflerini geçen yılın üstünde belirlediklerini belirten Friz, “2020 yine çok çalışacağımız ve mücadele edeceğimiz bir yıl olacak fakat geçen yıl olduğu gibi bu yılı da başarı ile tamamlayacağımız” dedi.
İzmir ve Ege Bölgesi çok önemli
Süreko A.Ş.’nin Ege Bölgesi’nin ilk özel entegre geri kazanım ve bertaraf tesisi olduğunu, atık yönetimi konusunda İzmir pazarının lideri olduklarını ifade eden Friz, şöyle devam etti, “Otomotivden ambalaj sektörüne, enerjiden kimya sektörüne kadar tüm sektörlere bölgede çözüm ve hizmet sunuyoruz. 2009 yılından bu yana bölgede liderliğimizi koruduğumuz endüstriyel tehlikeli ve tehlikesiz atıkların geri kazanımı ve bertarafı hizmetleri dışında 2018 yılı itibari ile saha atık yönetimi ile birlikte sadece bertaraf ve geri kazanımında değil, sahada atıkların toplanması, elleçlenmesi ve tümden saha yönetimini kapsayacak şekilde 360 derece atık yönetimi hizmetlerimizi sunuyoruz.”
Atıktan üretilmiş yakıt ve karbon emisyonu
Süreko A.Ş. olarak, Sıfır Atık projesini hem kendileri hem de bünyesinde yer aldıkları Recydia Grubu’nun öncelikli konuları arasında yer aldığına dikkat çeken Enrico Friz, “Döngüsel ekonomi çerçevesinde kaynakların mümkün olduğu kadar geri dönüşümden kazanılması ve yeni kaynaklara dönüştürülmesi gerekiyor. Biz bu kapsamda endüstriyel atıklardan ürettiğimiz, karbon ayak izini azaltmaya yardımcı, çimento fabrikalarının yakıt olarak kullandıkları fosil bazlı yakıtlara önemli bir alternatif olan ATY (Atıktan türetilmiş yakıt) üretimi ile atıktan değer yaratıyor ve yeniden ekonomiye kazandırıyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok sayıda çimento fabrikasında ATY kullanılmakta ve günden güne kullanım oranları ekonomideki değişkenlikle beraber artış gösteriyor” dedi.
Sektörün önemi kavrandı
Geri dönüşüm sektörünün öneminin her geçen gün arttığını vurgulayan Friz, “Bunun temelde iki ana neden var. Bunlardan en önemlisi artan hammadde ihtiyacı. Ekonomik kalkınmanın temelinin üretim olduğu esasının bilincindeyiz. Günümüz koşullarında artan hammade ihtiyacının daha ekonomik yollarla temin edilebilmesi geri kazanım ile üretilen ikincil hammadde ile sağlanabilir. Diğer neden ise enerji ihtiyacı. Bu nedenle orta ve uzun vadedeki yatırımlarımızı da bu yönde şekillendirdik. Geliştirdiğimiz proseslerler ile geri kazandığımız atıkların alternatif enerji kaynağı olarak kullanılabilmesini sağlayarak ülke ekonomisine katkı sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kayıtdışı firmalar sektör için tehdit
Sektörün en büyük sorununu kayıtdışı faaliyet gösteren ve sayıları her geçen gün artan denetimsiz, tecrübesiz firmaların sektöre ortak olma çabaları olarak gördüklerini belirten Friz, şöyle devam etti: “Bu çabaların denetim altına alınmaması durumunda önümüzdeki senelerde gelişmekte olan sektörümüze sekte vuracağı kanattindeyim. Bu noktada kamu otoritelerinin denetimleri artırmaları ve kayıt dışı faaliyetler hakkında caydırıcı önemleri kararlı bir şekilde uygulamalarının faydalı olacağına inanıyorum. Sektörde faaliyet göstermek isteyen firmaların kamu otoriteleri tarafından yetkilendirilirken sadece belge bazında veya teknik şartları yerine getirip getirmediğine değil, bölgesel ihtiyaç da göz önünde bulundurularak bu yetkileri vermeleri gerektiğini düşünüyorum.”