Atığa değer katalım
Recydia A.Ş’nin Grup Pazarlama ve Satış Direktörü Galip Tekiner, “Atıkta değer aramamamız, atığa değer katmamız gerekiyor” ifadesini kullandı.
Çimentaş grubuna bağlı olarak kurulan Avrupa Birliği Çevre Ödülleri Türkiye birincisi Recydia A.Ş, atık yönetimi alanında önemli yatırımlarına devam ediyor. Recydia A.Ş’nin Grup Pazarlama ve Satış Direktörü Galip Tekiner, atık yönetimi konusunda Türkiye’de yeterli henüz yeterli bilincin oluşmadığına dikkat çekti. “Atıkta değer aramamamız, atığa değer katmamız gerekiyor” diye Tekiner, atıkların geri dönüşümünün sağlanarak, ekonomiye kazandırılmasının Türkiye açısından büyük önem arz ettiğini aktardı. Tekiner bunun için Türkiye’nin ayık yönetimi konusunda kendine özgü bir model ortaya koyması gerektiğini belirtti.
Hurdacılığı Aşamadık : Türkiye’nin atık yönetimi konusunda birkaç firma dışında henüz hurdacılıktan geri kazanım aşamasına geçemediğini dile getiren Tekiner, “Çimentaş Grubu olarak Manisa’nın Kula ilçesinde Türkiye’nin ilk özel Entegre Endüstriyel Atık Gerikazanım Bertaraf Tesisi olan Süreko A.Ş’yi kurduk. Daha öncesinde bir çimento fabrikası olarak atık yönetimi ve atıkların alternatif atık olarak kullanılmasına dair tecrübelerimiz vardı. Daha sonra evsel atıkların yönetimi ile ilgili olarak, atıkların ayrıştırılması ve geri kazanılabilir atıkların çöpten ayıklanarak ekonomiye kazandırılması ve atıktan türetilmiş yakıt üretimi gibi faaliyetler için Hereko A.Ş’yi kurarak Recydia çatısı altında topladık. Bu yatırımları gerçekleştirirken Türkiye’nin bu konuda geleceğini düşündük.” ifadesini paylaştı.
Etkin Toplama Sistemi: Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedefinin 500 milyar dolar olduğunu hatırlatan Galip Tekiner, “Türkiye kaynağından ayrılmış atıkların geri dönüşüm tesislerine ulaştırıldığı etkin bir toplama sistemi kurmak zorunda. Avrupa’daki en büyük şehirlerinden 300-400 bin nüfusu var. İstanbul’da nüfusu bu kadar olan mahalleler var. İstanbul’un atığı bugün günlük 17 bin 200 tona ulaştı. Bu yıllık 6 milyon ton demek. Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya’dan fazla. Atığın fazlalığıyla öğünülmez ama işin hacmi bu denli yüksek. Mümkün olduğunca bu atık çıktığı ilk noktada geri dönüşüme girmeli, kaynağında azaltılarak atık miktarı minimize edilmeli. Buna döngüsel ekonomi diyoruz. Recydia olarak biz döngüdeki son noktadayız, çevre sektörüne özveri ve yatırımlarımızla hizmet eden en büyük yatırımcılardanız” diye konuştu.
Türkiye’nin kendine özgü dinamik şartlarını yansıtan bir toplama sistemi kurması gerektiğini dile getiren Tekiner, “Toplama sistemini kurarken merkezi hükümetin ve yerel yönetimlerin de geri dönüşüm ambalaj sistemlerini daha net bir şekilde teşvik ve finans modelleriyle sadece düzenli depolama sahası değil sürdürülebilir projeler üretmek zorunda. Vatandaş tarafından baktığımızda ise, tüketim alışkanlığını “kullan-at’tan döngüsel ekonomiye çevirmemiz gerekiyor.” İfadelerini kullandı.